Şekersiz 40 Koca Gün

Bazen şu bilgisayarın başına oturamayınca yazacaklarım da hep kalıyor… İşte bu akşam oturunca da yazdıkça yazdım, saati de gece 4 eyledim.
2 tarif verdim sizlere:
Şöhretin Bedeli Kurabiyesi
Kabaktan Gelen Güzellik

27 Ekim’de başladığım “Şekersiz 40 Koca Gün” maceramı iyi kötü sizlerle paylaşıyorum. Siz de bana destek oluyorsunuz. Hatta benimle başlayanlar… Ve hatta, hatta benim kaçamaklarıma rağmen hiç kaçamak yapmayanlarınız varmış aramızda, mesajlarınızı alınca nasıl mutlu oldum bilemezsiniz. Kendime faydam olmasa da sizlere vesile olmak hoşuma gitmedi de değil, teşekkürler beni yalnız bırakmadığınız için.
Tabii bunlar hepsi instagram üzerinden oluyor ( çünkü gün içinde telefon elimde daha rahat. Bloga girmek, yazı yazmak biraz daha uzun, oradaki yazımı okumayanlarınız için ekleyeyim aşağı)

Bu kadar; ‘lohusaymışım gibi çek kanka ‘ halleri yeter.
Fazla havaya girmekten sonunda patlayacam.
Gelenle yedim, gidenle yedim.
Gelip gidenin arkasindan da kalanları tabii yine ben yedim.
Dananın kuyruğu çoktan koptu.
Millete sağlıktıı şekerdii, seminer verecek kadar ansiklopedik bilgiye sahipken kendime bir broşür bilenem olamadım.
Oturayım, sıfır!
Sıfır alırken bile oturmanın derdindeyim gözümden de kaçmadı, kalkayım çabuk! 
Rafine şekerden, hazır paketli gıdalardan kendimi korumaya niyet eyledim. Artık kendime bir dur diyorum:
DUR?
Durdum bugün. Bir çikolata bile atmadım ağzıma. Durumum çok ciddi anlayın..
Başka ne yapacaksın bu diyette diye sormayın.
1. Bu bir diyet değil sağlıklı beslenme çabası.
2. Şekerden uzak duruyorum daha ne yapayım, azcık insaflı olunn yaa. Ben sizi düşüneyim haber vereyim siz hemen de nakavt derdine girin. Hiç olmuyor!
Hele bi bunu yapayım zaten hayat normale dönecek çok inandım. Zaten yediğim de ne ki? Bir kuş kadar, ama devekuşu da bir kuş hatırlatmayın, bu acılı günde!
Neden 40 gün…
Inanmazsiniz sabahtan beri paylaşacağım hep araya birşeyler girdi, kapıyı 20 den açmıştım, öğlen 30 olsun 1 ay olsun derken… Akşam hala paylaşamayınca, bir şeyi 40 kere söylersem olur dedim 40’a karar verdim, büyük oynayacağım?
Şekersiz 40 koca gün !
Sanırım, şekersiz 40 koca gün geçirirsem bir daha da şeker yiyemem. Yani o potansiyel bende var da, 40 günün acısıyla o şekeri ben bir daha geçirir miyim o boğazdan?
Hadi uğurlar ola…
Yanıma kurban olmak isteyen ?
Sizi de kurtaracam bu illetten, hadi yine iyisiniz?

Not: En çok da oğlum için aniden böyle bir karar aldım. Aslında hep aklımdaydı. Zaten öyle dünya kadar falan da değilim. Ama yarın oğlum büyüdüğünde ben yerken ona sen yeme çok zararlı diyemem ki.. Her ne kadar az olsa da “Hiç” olması için ilk 40 gün önemli.
Buldumcuk Anne halleri mi bunlar, onu da bilemedim bak şimdi…
Neyse 40’ın 1’i gitti kaldı 39 ?

Bu arada şaka maka 1 ay olacakmış neredeyse, hiç de demiyorsunuz… Ben de şimdi fark ediyorum.  Ufak tefek kaçamaklarla da olsa bence gayet başarılıydım. Müsaadenizle kendimi tebrik edeyim:
Tebrikler Kalbiyolojikanne !!!

Malumunuz yaptığım şey aslında bir diyet değil. Sadece yaşamımı düzene sokma. Eh biraz abur cuburu insan bazen fazla kaçırabiliyor. 30 yaşa giderken bir bunalım hali midir nedir, ben de bilmiyorum.

Peki ben neden bu kadar çok yiyorum ?
İnsan Neden Çok Yer” yazıma sakladım onu da:) Dileyen buradan okuyabilir.

İşte fazlalıklara son verme, hem zaten günümüzde bol bol rafine şekerin, paketli gıdaların, abur cuburun zararları konuşulurken, onlardan arınma niyetiyle de…
Ve en önemlisi tabii ki oğlum için!
Çünkü beslenme alışkanlığı ailede nasılsa öyle ilerliyor; benim gibi kafaya dank dank vurana kadar!
Biz bulaştık bir kere, ama hiç bir şey vazgeçilmez değildir; şeker bile, hatta çikolata!
Bu süreçte hem biz rafine şekerden kurtulacağız, hem oğlum mümkün olduğunca az… Hatta “hiç şeker”le devam edeceğiz bu yolculuğa, inşaAllah. Tabii bunlar hep planlar…
“Hee canım, çocuk az büyüsün de görürüz seni”demeyin, ee o zamana kadar ben olabildiğince oğlumu uzak tutayım da o zaman da , o zamana nasip!
Görüyorum 1 yaşında bebeler şeker çikolata yiyor. Herkesin yaklaşımı farklı tabii ama yapmayın anneler, lütfen yapmayın bu kötülüğü onlara. Ne kadar geç o kadar iyi.
Bebeklerin sindirim sistemi ve damak tatları 3 yaş dolaylarında gelişiyor.
3 yaşa kadar neyle beslenirse öyle de, inşaAllah, gidecektir.
(Nasip, öyle gitmezse bile en azından benim içim rahat olacak)
En azından 3 yaşa kadar yavrularınızı, onların küçük bedenlerini korumak için ağlayıp sızlasalar da, sağlıklı alternatiflerle geçmeye bakın.

Bizim neslimiz, ağlayan 40 günlük bebeğin emziğine bal bandırılan nesil!
Tatlı şeyler daha o gün girmiş hayatımıza, yoğurdumuz şekerli olurdu.
Ekmeğimizin üzerine şeker serpilir, üzerine de sıvı yağ… Ohh mis gibi yerdik!
Hani lezzetliydi de, o anılar da unutulmaz.
Ama şeker artık herkesçe bilinen bir zehir oldu.
İnternetle beraber, bilgiler yayıldı… Günümüz insanı artık daha bilinçli bu konuda. Şekerin nasıl bedenimizi ağırlaştırdığı;sadece bedenimize değil ruhumuza da işleyen bir zehir!
“ee senin kaçamaklar ne alemde” demeyin, işte bırakmak için her çabam.

Bu arada “SUGAR” filmini izlemenizi öneririm. “Avustralya Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi En İyi Belgesel Ödülü” almış film. Nasıl farkında olmadan bile şeker tükettiğimizi, nasıl yavaş yavaş bedenimizi hastalıklı hale getirdiğimizin filmi!


Saz elime değmesin! İşte böyle her makamdan çaldım, söyledim 🙂
Neyse yatayım da şimdi bakarım bir çaresine sonra 🙂

Kimler Neler Demiş?

İlk Yorum Hakkı Senin!

avatar
  Subscribe  
Bildir