Nasıl karar verdim?

”Evlat edinmeye nasıl karar verdim?”
Herkesin bu yolda dinamikleri farklı olacağı gibi ben de kendi yolculuğumu anlatmak istiyorum. Bir çok yaşanmışlıklar oldu elbet de… Beni ise son olarak tetikleyen olay gönüllü annelik yapmaya çalıştığım sevgi evinde her hafta aile yanına yerleştirilen çocuklardı.

Evliliğimizde 4 yılı dolduralı bir kaç ay oluyordu; biyolojik olarak çocuk sahibi olmak için tedavileri artık bırakmıştık. Bu geçen süre bizi psikolojik olarak da maddi olarak da fazlasıyla yıpratmıştı. Daha fazla zamanımızı, enerjimizi, sağlığımızı, maddi imkanlarımızı tedavilerle harcamak istemedik. Kendimizce elimizden gelen uğraşı da fazlasıyla vermiştik; “ee olmuyorsa Okumaya devam et Nasıl karar verdim?

Anne! Elimi tut.

Yıllar geçiyor… Benim evlat sevgisine hasretim günden güne büyüyor. Ve ben hiç bir yerlere sığamaz hale geliyorum.

İşte tam bu sırada geldi arkadaşımın teklifi.

“Gönüllü anne olsan!?”… Evet, neden daha önce düşünemedim ki… Birden çok yavrum olurdu. Saçlarını tararım, ninniler söylerim, bağrıma basarım… Nasıl oluyordu ki acaba gönüllü annelik?

(Gönüllü anne olmaya karar vermem, gönüllü annelik yapan bir arkadaşımın da olduğunu öğrenmem, gönüllü anne başvurum, yuvaya gidip gelmelerim ayrıca bir yazı. Ama ben sizlerle ilk günümü paylaşacağım, anneler günün anısına.)

Yine bir sabah daha olmuyordu… Sabah olmayan ne çok gün geçti şu ömrümden; kimi endişe dolu, kimi umut, kimi korku, kimi sevinç… Okumaya devam et Anne! Elimi tut.

Büyümüşsün Habersiz

Kalp ağrısı; annelik denen şey! Demedi demeyin.

Seni yatırdım yatağına ve odandan çıktım. Bensiz uyuman mümkün mü? Yatağında ne var ne yok her şeyi aşağı atmışsın. 5 dakikanın ardından dayanamadım, biliyorum ki kucağımda 5 dakikada uyuyacaksın. Ama işte bazen uyuyorsun diye, bir şansımı denemiştim.

Kucağıma aldım, her zamanki gibi sol elinin yüzük ve orta parmağını, ve tabii üzerimdeki kıyafetten de bir parça ağzına götürerek emmeye geçtin. Sana bakıyorum… Biberon emen kuzular var ya hani, daha ayaklarının üzerinde yeni duran, kımıl kımıl… İlerde kendini benim gözümden görmek istersen; bir kuzu bul biberon emen. Sen de benim minik kuzumsun anneciğim.

Kısa surede mayıştın tabii… 2 dakika gibi kısa… Ardından uzun havana başladın, “vuuııııvııııuuu” kendine ninni söyleyiş tarzı bu da! Tabii emmeyi bıraktın. Sol kol açıldı pergel gibi, yana… Bir de arada bir gülümsemiyor musun, gözlerin kapalı!
Acaba bana oyun mu yapıyorsun diye de düşünmedim değil, her ne kadar her seferinde böyle uyusan da, ne bileyim işte…
5 dakika olmadan uyudun nihayetinde. Zaten uyku saatin geldi de geçti bile, dayanamazsın hiç uykuya. Kollarımda isen, hemen uyuya verirsin.

Seni yatağına bırakacaktım, ama bir an kala kaldım karşımdaki manzarada! Okumaya devam et Büyümüşsün Habersiz

Çay servisini bırakın ben yapayım, inanın hatırım kalır

Ben yorgunluktan kolumu kaldıramayacak hale gelmişim. Anlamadım, neden bu kadar yorulmuşum…

“Bebeği verir misin” diyorum yardımcıma. Kucaklayıp veriyor, ama bir asabi nedense. Sanırsın ki o hanım, ben yardımcı…
“Ben bebeği uyutacağım, sen bezini çöpe atar mısın?” diyorum, ardından.
Yardımcımdan isteyebileceğim en doğal yardım olsa gerek…
“Yapamam onu da kendin yap, senin çocuğun. Bırakıyorum işi”diyor. Ben şok tabii… Bu kadarcık işi bile yapmıyorsan neden varsın değil mi ama ya…
“Eee işe alımda konuşmuştuk bunları, ne oldu ki şimdi” diye kendimi düşünmekten de alamıyorum.
Ama o kadar yorgunum ki… “İşte kapı orada, istersen gidebilirsin”diyebiliyorum çocuk kucağımda, bir elim merdiven topuzuna tutunmuş anca ayakta duruyorum. Ama gidere gider de yapmakda üstüme yok!
“3 günlük paramı verin”diyor. Meğersem daha 3 gün çalışmış, iş ağır mı geldi…
“Merak etme hesabına yatırırız, kalmaz”diyorum, sesim bitkin.
Tam merdivenleri çıkacağım, odaya gitmek için, ne göreyim…

Okumaya devam et Çay servisini bırakın ben yapayım, inanın hatırım kalır

“Kalbiyolojik anne”den evlat edinme çağrısı

İnsanın kalbini sürekli çarpmasına sebep olan şeyler aynı zamanda da çok konuşmasına  neden oluyor 🙂
Daha anlatacak, konuşacak o kadar çok şey var ki…

AA muhabiri Burcu Hanım sordu, ben anlattım…
Bizi röportajına kattığı için, “Evlat Edinen Aileler” ve “Koruyucu Aileler” e verdiği değerden dolayı da Burcu Çalık ‘ a teşekkür ederiz.

ANKARA (AA) – BURCU ÇALIK- Yaklaşık iki yıllık bekleyişin ardından evlat edinme mutluluğunu yaşayan ve hikayesini “Kalbiyolojik anne” isimli bloğu üzerinden yüzlerce insana aktaran Tülay A, her çocuğun bir aile yanında olmayı hak ettiğini belirterek, herkese evlat edinme, koruyucu aile olma çağrısı yaptı.

Prosedür henüz tamamlanmadığı için soyadını vermek istemeyen Tülay A, hikayesini AA muhabirine anlattı.

Tülay A, 7 yıldır evli olduğunu, çocukları çok sevdiğini, biyolojik olarak çocuk sahibi olamayınca evlat edinmeye karar verdiğini belirtti.

Bir annenin çocuğunu sadece karnında değil, kalbinde de var edip büyütebileceğini ifade eden Tülay A, bu konudaki düşüncelerini, deneyimlerini “Kalbiyolojik anne” adıyla açtığı sosyal medya hesabı ve bloğu üzerinden paylaştığını aktardı.

Eşinin evlat edinme konusunda kendisini desteklediğini, evliliklerinin ikinci yılında ailesi kazada vefat eden üç kardeşi evlat edinmek istediklerini anlatan Tülay A, sözlerini şöyle sürdürdü:

Okumaya devam et “Kalbiyolojik anne”den evlat edinme çağrısı