Anne! Elimi tut.

Yıllar geçiyor… Benim evlat sevgisine hasretim günden güne büyüyor. Ve ben hiç bir yerlere sığamaz hale geliyorum.

İşte tam bu sırada geldi arkadaşımın teklifi.

“Gönüllü anne olsan!?”… Evet, neden daha önce düşünemedim ki… Birden çok yavrum olurdu. Saçlarını tararım, ninniler söylerim, bağrıma basarım… Nasıl oluyordu ki acaba gönüllü annelik?

(Gönüllü anne olmaya karar vermem, gönüllü annelik yapan bir arkadaşımın da olduğunu öğrenmem, gönüllü anne başvurum, yuvaya gidip gelmelerim ayrıca bir yazı. Ama ben sizlerle ilk günümü paylaşacağım, anneler günün anısına.)

Yine bir sabah daha olmuyordu… Sabah olmayan ne çok gün geçti şu ömrümden; kimi endişe dolu, kimi umut, kimi korku, kimi sevinç… Okumaya devam et Anne! Elimi tut.

İnsan Neden Çok Yer?

Neden çok yer insan bilmiyorum, bu herkese göre değişecektir elbet. Ama kalbiyolojik anne olduğumdan beri ben neden çok yiyorum? İşte onu ben size anlatacağım.
Bazen soruyorsunuz;
Nasıldı ilk günleriniz, oğlunla?
Neler hissettin?
Neler yaptın?

İşte bu çok yeme meselesi de o günlere ait hislerimden.

İnsan psikolojisi çok tuhaf bir şey gerçekten de… Bazen olmadığı durumun içerisine kendini sokmayı o kadar iyi biliyor ki! Psikolojide bir adı var mıdır acaba? Bilen söyler belki bir gün.
Stresten mi çok yiyorum?
Yaş ilerliyor da mı çok yiyorum?
Metabolizmam mı yavaşladı? derken…

Okumaya devam et İnsan Neden Çok Yer?

Çay servisini bırakın ben yapayım, inanın hatırım kalır

Ben yorgunluktan kolumu kaldıramayacak hale gelmişim. Anlamadım, neden bu kadar yorulmuşum…

“Bebeği verir misin” diyorum yardımcıma. Kucaklayıp veriyor, ama bir asabi nedense. Sanırsın ki o hanım, ben yardımcı…
“Ben bebeği uyutacağım, sen bezini çöpe atar mısın?” diyorum, ardından.
Yardımcımdan isteyebileceğim en doğal yardım olsa gerek…
“Yapamam onu da kendin yap, senin çocuğun. Bırakıyorum işi”diyor. Ben şok tabii… Bu kadarcık işi bile yapmıyorsan neden varsın değil mi ama ya…
“Eee işe alımda konuşmuştuk bunları, ne oldu ki şimdi” diye kendimi düşünmekten de alamıyorum.
Ama o kadar yorgunum ki… “İşte kapı orada, istersen gidebilirsin”diyebiliyorum çocuk kucağımda, bir elim merdiven topuzuna tutunmuş anca ayakta duruyorum. Ama gidere gider de yapmakda üstüme yok!
“3 günlük paramı verin”diyor. Meğersem daha 3 gün çalışmış, iş ağır mı geldi…
“Merak etme hesabına yatırırız, kalmaz”diyorum, sesim bitkin.
Tam merdivenleri çıkacağım, odaya gitmek için, ne göreyim…

Okumaya devam et Çay servisini bırakın ben yapayım, inanın hatırım kalır