“Kalbiyolojik anne”den evlat edinme çağrısı

İnsanın kalbini sürekli çarpmasına sebep olan şeyler aynı zamanda da çok konuşmasına  neden oluyor 🙂
Daha anlatacak, konuşacak o kadar çok şey var ki…

AA muhabiri Burcu Hanım sordu, ben anlattım…
Bizi röportajına kattığı için, “Evlat Edinen Aileler” ve “Koruyucu Aileler” e verdiği değerden dolayı da Burcu Çalık ‘ a teşekkür ederiz.

ANKARA (AA) – BURCU ÇALIK- Yaklaşık iki yıllık bekleyişin ardından evlat edinme mutluluğunu yaşayan ve hikayesini “Kalbiyolojik anne” isimli bloğu üzerinden yüzlerce insana aktaran Tülay A, her çocuğun bir aile yanında olmayı hak ettiğini belirterek, herkese evlat edinme, koruyucu aile olma çağrısı yaptı.

Prosedür henüz tamamlanmadığı için soyadını vermek istemeyen Tülay A, hikayesini AA muhabirine anlattı.

Tülay A, 7 yıldır evli olduğunu, çocukları çok sevdiğini, biyolojik olarak çocuk sahibi olamayınca evlat edinmeye karar verdiğini belirtti.

Bir annenin çocuğunu sadece karnında değil, kalbinde de var edip büyütebileceğini ifade eden Tülay A, bu konudaki düşüncelerini, deneyimlerini “Kalbiyolojik anne” adıyla açtığı sosyal medya hesabı ve bloğu üzerinden paylaştığını aktardı.

Eşinin evlat edinme konusunda kendisini desteklediğini, evliliklerinin ikinci yılında ailesi kazada vefat eden üç kardeşi evlat edinmek istediklerini anlatan Tülay A, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tabii o dönem, çocuklar için bizi çok genç gördüklerinden ve 3 çocuk olduğundan da idare edemeyiz diye ret cevabı aldık. Buna rağmen biyolojik çocuğumuzun olmasının güç olduğunu anladığımız evliliğimizin beşinci yılında eşime, evlat edinelim mi dediğimde ilk tepkisi olumsuzdu. Neden? ‘İlla çocuğumuz mu olmalı, belki de olur ilerleyen yıllarda’ gibi cevaplar verdi fakat biliyordum o da bir çocuğu bağrına basmaya benim kadar hazırdı. Sadece biyolojik olarak çocuğumuzun olmasının güç olduğunu kabul etmesi gerekliydi. Sonunda o da bir çocuğun hayatına dokunup, onu bu hayatta yalnız bırakmamamız konusunda benimle aynı fikre geldi.”

– “Kalpten de doğan bebekler olabiliyor”

Tülay A, “Kalbiyolojik anne” ifadesinin evlat edinen veya koruyucu aile olmak isteyenlerin kullandığı bir terim olduğunu belirterek, “Kalbiyolojik anne ismi kalbe dokunan bir terim benim için. Bazen beden doğuramıyor ama kalpten doğan bebekler de olabiliyor. İşte onlar kalbiyolojik bebekler. Kalp bağı ile beslediğiniz bir bebek. Hem de öyle 9 ay falan değil, 2-3 yıl sürebiliyor bazen.” dedi.

Evlat edinme sürecinde bu işin hem manevi boyutuna hem de prosedürüne yönelik çok detaylı araştırmalar yaptığını vurgulayan Tülay A, bloğunu kendisi ile aynı durumdakilere yol göstermek amacıyla açtığını dile getirdi.

Tülay A, vakit bulduğunda bloğundan deneyimlerini evlat edinmek isteyenlerle paylaştığını, çok fazla mesaj aldığını söyledi.

Evlat edinme başvuru sürecindeki bekleyişini ortalama 9 ay 10 gün süren gebelik sürecine benzeten Tülay A, “Bizim de kalben gebeliğimiz tam 17 ay sürdü. İlk başvuruda zaten söylemişlerdi, ortalama en az iki yıl diye. O zamanlar ‘İki yıl da geçer mi’ diyor insan ama geçiyormuş. Zaten o sürecin bir kısmı belge hazırlayıp sunmakla, görüşmeler yapmakla geçti. Neyse ki sonunda evlat edinmek için uygun görüldük.” diye konuştu.

– “Kalbim çıkacak sandım”

Tülay A, evlat edindiği çocuğu yuvada ilk gördüğünde yaşadığı hisleri, “Bizi arayıp görüşmeye çağırdıkları gün kalbim çıkacak sandım. Hep dua ettim, Allah’tan hayırlısı dedim. Söylenen hiçbir şeyi algılayamıyor, duyamıyordum. Bebeğimizi getirdiklerinde kendimi o kadar sıkmışımki artık dayanamadım, kucağıma verdiklerinde ağlamaya başladım.” sözleriyle aktardı.

Bu sürecin ardından artık üç kişilik bir aile olarak eve ilk girdikleri anı da hiç unutamadığını vurgulayan Tülay A. şöyle devam etti:

“Eve gelirken kendimi doğumdan yeni çıkmış da hastaneden eve gidiyormuş gibi hissediyordum. Çok farklı bir duygu. Kadınların çoğunda anne olma, annelik hissi vardır ama anne olduğunuzda o hislerin sadece binde biri bile etmediğini anlıyorsunuz. O kadar yoğun bir duygu ki bir canlı var ve artık siz onun annesisiniz. Siz yedirecek, siz içirecek, siz elinden tutacaksınız. Şimdilerde oğlum sarılmayı öğrendi mesela. Sarıldığı vakit hissettiğim duyguların sözcüklerde bir karşılığı yok. O anlarda ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Evlat edinmeseydik belki hep mahrum kalacakmışım demek ki annelik duygusundan. Bekleyen, isteyen herkes için hep dua ederim. İnşallah Rabbim hayırlısıyla nasip etsin.”

Tülay A, evlat edinme sürecinde yaşanabilecek zorluklara her zaman kendini hazırladığı için üstesinden de rahatlıkla geldiğini belirterek, “Biz o süreci beklerken, ben işlerimle uğraştım, kurslara yazıldım. Üniversite mezunuydum ama bir de dışarıdan çocuk gelişimi okudum. İş güç, dersler sınavlar derken geçiverdi zaman.” ifadelerini kullandı.

Tülay A, 9 aylık bebekken evlat edindiği ve şimdilerde 14 aylık olan oğluna karşı hissettiği yoğun duygular sayesinde anne sütünün bile geldiğini kaydetti.

Evlat edinme sürecinde arkadaşlarının ve bazı yakınlarının kendisine çok destek verdiğini belirten Tülay A, biyolojik olarak çocuk sahibi olabilseydi de evlat edinmeyi düşüneceğini ifade etti.

– “Sevgimizle sarmalanmalı tüm çocuklar”

Bütün vatandaşlara evlat edinme veya koruyucu aile olma çağrısında bulunan Tülay A, şunları kaydetti:

“Her çocuk bir aile yanında olmayı hak ediyor. Bu haklarını onlara teslim etmeliyiz, bu hepimizin sorumluluğu. Sokakta bir çocuk gördüğümüzde sadece ‘ah vah’ diyerek üzülmek yetmez. Evlat edinilmeli, koruyucu aile olunmalı sevgimizle sarmalanmalı tüm çocuklar.

Hiçbir şey yapamayanlar da yapanlara mani olmamalı, desteklemeli, yüreklendirmeli. Biliyorum ki çevrem ne der diye cesaret edemeyenlerimiz de var. Umut ediyorum ki sayılarımız arttıkça olumsuz düşünenlerin de sayısı azalacak. Hem evlat edinen ailelerin, hem evlat edinilmiş çocukların bu konuyu rahat rahat konuştuğu günler de gelecek inşallah.”

AA.

İşte şimdilik bu kadar 🙂
Oğlumdan kalan, uzun vakitlerde daha çok yazmaya çalışacağım.

Kimler Neler Demiş?

İlk Yorum Hakkı Senin!

avatar
  Subscribe  
Bildir