Anne! Elimi tut.

Yıllar geçiyor… Benim evlat sevgisine hasretim günden güne büyüyor. Ve ben hiç bir yerlere sığamaz hale geliyorum.

İşte tam bu sırada geldi arkadaşımın teklifi.

“Gönüllü anne olsan!?”… Evet, neden daha önce düşünemedim ki… Birden çok yavrum olurdu. Saçlarını tararım, ninniler söylerim, bağrıma basarım… Nasıl oluyordu ki acaba gönüllü annelik?

(Gönüllü anne olmaya karar vermem, gönüllü annelik yapan bir arkadaşımın da olduğunu öğrenmem, gönüllü anne başvurum, yuvaya gidip gelmelerim ayrıca bir yazı. Ama ben sizlerle ilk günümü paylaşacağım, anneler günün anısına.)

Yine bir sabah daha olmuyordu… Sabah olmayan ne çok gün geçti şu ömrümden; kimi endişe dolu, kimi umut, kimi korku, kimi sevinç…

En son ne zaman mutluluktan bu kadar içim içime sığmamıştı, hatırlamıyorum. Çok heyecanlıyım, bir o kadar da çocuklarımı göreceğim için meraklı. Nasıl karşılayacaklar beni acaba? Kaç çocuk var? Kaç çocuğa annelik edeceğim? Yüzüme yapışmış bir gülümseme var, yakıştı sanki bu mutluluk bana.

(Sabah olur ve ben yollara düşerim)

Bitmek bilmiyordu yol.  Geçtiğim her durak, varışa yaklaşmamın heyecanını daha da arttırıyordu. Allah’ım bu nasıl bir heyecan? Ellerim titriyor, ayaklarımın bağı çözülmüş. Yavrularıma kavuşacağım birazdan. Hasretle sarılacak, öpüp koklayacağım.

Vardım, kimlik kontrol, sesim titriyor. Neler oluyor bana?
Yolu tarif ettiler, yürüyorum. Biraz durmalıyım şu kenarda, sakinlemeliyim, yürüyemez hale geldim heyecandan. Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyor bir yanım. Biraz ağlıyorum da. Ama bir an önce toparlanmalıyım, kızarmış gözleri olan bir anneleri olmamalı.

Kapısındayım, ama elim varmıyor çalmaya. Kalbim kafesine sığamayan bir kuş, bir o yana bir bu yana çarpıyor kendini, özgürce uçmayı bekliyor. Anne olmayı bekliyor… Neyse ki başkaları da geliyor, onlar çalıyor kapıyı. Belli, ilk defa gelmiyorlar herkesi tanıyorlar.

Görevli:”Çocuklar bahçede tur atıyor, katılabilirsiniz” diyor. Takip ediyorum diğer anneleri. Birazdan çocukları görüyoruz nihayet. Kalbim bugün bana ait değil sanırım, sıkışıyor yine. Sevinçten ve heyecandan ne yapacağımı bilemez haldeyim.

Sıra sıra olmuş yürüyen çocukların yanına varıyoruz, her biri bir bakıcı annelerinin ellerinden tutmuş. Benimle gelen anneler hemen başlıyorlar muhabbete. “Nasılsın X, sen nasılsın Y? Görüşmeyeli ne yaptınız?”. Gayet iletişim halindeler ve onlar da boşta kalan ellerini tutuyorlar çocukların. Ben sadece yanlarında yürüyebiliyorum. Hata yapmaktan korkuyorum. Onlara bakıp kopya almaya çalışıyorum. İlk günün acemiliği var üzerimde. Ben de bir çocuğa elimi uzatıyorum. Minik ellerini avucumun içine almaya can atıyorum.

Omuz silkiyor, tutmuyor elimi. Yüzü isteksiz. Kala kalıyorum… Ben anne olamayacağım sanırım, sevmediler mi beni? Neyi yanlış yaptım? Çocuklar yanımdan geçmeye devam ediyor. Bu sefer de hayal kırıklığımla yürüyemiyorum. Bir anda hüzün her yanımı kaplıyor.

Ve saniyelerin bir asır gibi geldiği o an, bana uzanan bir el görüyorum. Yanımda geçen çocuklardan biri boşta olan elini uzatıyor vee…:

“Anne! Elimi tut.” diyor. Tutmam mı! Bir şaşkınlık daha geçiriyorum. Elini tutabilen bir anne olduğum için, bana anne dediğin içini kendimi o kadar mutlu hissediyorum ki… Tarifsiz anlardayım.


Yürüyoruz. Anneler ve oğulları/kızları yürüyoruz…

Yol bitmese…

Zaman hep bu yolda aksa…

Hep yürüsek…

El ele…

(Bu olay evlat edinmeye karar vermeden önceki “gönüllü annelik” yapmak için uğraştığım dönemden. Ne o günlerimi, ne o yavrularımı hiç unutmadım. Kalbimde büyümeye devam ediyorlar. Bir kısmı o zamanlarda kalbiyolojik ailelerinin yanına yerleştirilerek, ellerini hep tutacakları anne ve babalarına kavuştular. Mutlulukları, mutluluğumuz oldu.)

Anneler gününde duam; anne olmak isteyen hiçbir kadının kucağı boş kalmasın. Anne/baba yolu gözleyen, elinin tutulmasını bekleyen hiçbir çocuğun da eli boş kalmasın. Ellerinden tutabilir, anne/baba olabilirsiniz. Unutmayın anne olmak için doğurmanız gerekmiyor. Kan bağı gerekmiyor. Kalbinizde büyüttüğünüz bir çocuğa da annelik/babalık yapabilirsiniz. Aile olabilirsiniz. Koruyucu aile olabilir ya da evlat edinebilirsiniz.

Anne olan, anne olmayı bekleyen tüm kardeşlerimin anneler gününü kutluyorum.

Kalbimde büyütüp, kalbimden doğan; cenneti ayaklarımın altına seren; beni anne yapan evladıma(evlatlarıma); beni annesi olarak seçtiği için çok teşekkür ederim.

Rabbime binlerce kez şükürler olsun ki, hayırlısıyla dua edip beklediğimi kucağıma verdi.

Annesini kaybetmiş kardeşlerime sabırlar diliyorum. Annenizin ve anneliğinizin kıymetini bu hayattayken bilenlerden olun inşaAllah.

 

KOREV ‘e,
Koruyucu Aile Olma ve Evlat Edinme de farkındalık oluşturmak için başlattıkları anneler gününe özel “Kalbimden doğdun, seninle anne oldum“, sloganı için de teşekkürü bir borç bilirim.

13 Mayıs 2018 Anneler Günü

Kimler Neler Demiş?

İlk Yorum Hakkı Senin!

avatar
  Subscribe  
Bildir